Ebeveynler için Rehber

3
İki dillilik ya da çok dillilik konusunda endişeleriniz mi var?

Evinizde ya da çocuğunuzun bulunduğu başka ortamlarda (örneğin anaokulunda ya da okulda) birden fazla dilin konuşuluyor olmasının çocuğunuz açısından kafa karıştırıcı bir durum olup olmadığını düşünebilirsiniz. Çocuğunuzun sürekli iki dil arasında gidip gelmesi durumunda endişeye düşebilirsiniz. Çocuğunuzun farklı dilleri birbirinden ayırt edemediğini düşünebilirsiniz. Çocuğunuz okula başladığında birden çok dil sorun yaratabilir mi diye endişe edebilirsiniz. Hatta ve hatta erken yaşlardan itibaren çok dilli olmanın çocuğunuzun gelişimi için birtakım dezavantajları olduğunu bile düşünebilirsiniz.

Birden fazla dil edinmenin ve çocuklar ve yetişkinler kendileriyle aynı dilleri konuşan biriyle iletişim kurarken diller arasında düzenli olarak geçiş yapmalarının neden genelde hiç sorun olmadığını açıklamak istiyoruz. Buna ek olarak, iki dillilik ve çok dillilik hakkındaki bazı mitlere değinmek ve bunların doğrulandığı ya da yanlış olduklarının kanıtlandığı araştırmalardaki en güncel durumu sunmak istiyoruz. Ayrıca, diller arasında gidip gelme olgusuyla (kod değiştirme) başa çıkmak için kullanılabilecek bazı etkinlikler de sunacağız.

Beynimizde neler olup bitiyor?

Dil gelişimi karmaşık bir süreç. Dil edinme süreci esnasında beynimiz, gelişmekte olan dil sisteminin tüm parçaları için bir alan ayırır. Bu alanda, iletişim meydana geldiğinde etkinleşen, sürekli büyüyen bir hücreler ağı yer alır. Bu hücreler ağı dil anlama ve üretimiyle ilgili olan bilgi parçacıklarını taşır ve aralarında bağ kurar. Bir çocuğun birden fazla dil ediniyor/öğreniyor olması durumunda beyin bu farklı diller arasında ilave bağlantılar kurar. Bunlar, iletişime geçmek istediğimizde etkinleşir. Hangi dilin hangi bağlamda ve kiminle daha anlamlı olduğuna beynimiz seri bir şekilde karar verir. Genelde bunu düşünmeyiz bile.

İletişime geçmek istediğimiz kişinin bizimle aynı dilleri konuştuğunu bildiğimizde beynimiz, sadece bir dil üzerine odaklanmaya gerek duymaz. Böyle bir durumda beyin, sıradan bir konuşmada kullanabildiğimiz tüm dillerde sahip olduğumuz tüm bilgi ve becerilere anında erişim sağlar (dil repertuarı). Sonuç olarak, kullanabileceğimiz kelime hazinesi ya da dil bilgisi artmış olur. Böylece bir şeyi tam olarak, daha anlamlı ayrıntılarla tanımlamak için en uygun dili seçmemize yardımcı olur. Ayrıca, bazı kelime ve ifadelere erişim bir dilde diğerine göre daha hızlı sağlanabilir ve anlaşılmama endişesi olmadan ilk aklımıza gelen dili kullanabiliriz.

Diller arasında geçiş yapma, çok dillilik gerçeğinin bir parçası olup kod değiştirme olarak adlandırılır. Kod değiştirme, bir cümle içinde, cümleler arasında ya da konu değiştirdiğimizde gerçekleşebilir. Kod değiştirme yetkin bir dil kullanımının işaretidir, zira kullanılan dillerin kuralları genelde korunur ve kişi, dili, kendini anlaşılır kılmak için yaratıcı ve etkili bir şekilde kullanır. Çocuklar yetkin oldukları dilleri kimlerle kullanabileceklerini çok çabuk öğrenirler.

Çocuklar küçük yaşlardan itibaren, zengin bir kelime hazinesine erişebildiklerinde, otantik ve anlamlı konuşmalar bağlamında yeterli pratik yapabildiklerinde, farklı diller aynı zengin nitelik ve nicelikte paralel olarak gelişebilir. Böyle bir durumda kod değiştirme, çok seri bir şekilde kendini gösterebilir. Çocukların farklı dillere dengeli bir şekilde erişimini sağlamak, onlara tüm dillerin değerli ve önemli olduğunu ve dil repertuarlarını çekinmeden kullanabileceklerini gösterecektir. Bu da uzun vadede, çocukların, aşina oldukları her dilde yetkin ve kendileriyle gurur duyan dil kullanıcıları olmalarına yardımcı olacaktır.

İki dillilik/çok dillilik hakkındaki genel mitler

İki dilli ya da çok dilli olmaya ilişkin duyabileceğiniz tipik ifadeler. Gerçeklik payı var mı?

1

"İki dilli ya da çok dilli olmak 'normal' bir durum değil."

Dünya çapında tek dilllik bugün nispeten az rastlanan bir durum. Dünya nüfusunun önemli bir çoğunluğu, çok dilli olmasa bile belli bir derecede iki dilli. Başka bir ifadeyle "normal" olan durum bu.

2

"Birden fazla dille büyüyen çocuklarda kafa karışıklığı olacağı kesin." ya da "İki dilli ya da çok dilli büyümek, çocukların, edindikleri herhangi bir dili yetkin bir şekilde kullanmalarını engelliyor."

Birden fazla dilin çocuklar için kafa karıştırıcı olduğuna dair bir kanıt bulunmuyor.

Kelime ve ifade açısından zengin, yeterince anlamlı konuşmalara dâhil edildikleri ve zihinsel ya da fiziksel engelleri olmadığı sürece çocuklar, birlikte büyüdükleri tüm dilleri yetkin bir şekilde kullanan kişiler hâline gelirler. Engeller genelde, çocuğun aşina olduğu tüm dilleri etkiler.

3

"Kod değiştirme çocukların kafasını karıştırır ve büyürken öğrendikleri dillerde yetkin olmadıklarının bir işaretidir."

Kod değiştirme çeşitli seviyelerde yetkinliğe işaret eder: Bir taraftan, dili kullanan kişinin farklı dillerin dil bilgisi ve özgün ifadelerini doğru bir şekilde kullanma yeteneğini gösterir. Diğer taraftan da konuşmaların kolaylaştırılmasına ya da belirli bir durumda dili kullanan kişi açısından dilin en uygun olan bazı yönlerini vurgulamasında kişiye yardımcı olabilir.

4

"İki ya da çok dilli büyüme, çocukların gelişimini olumsuz yönde etkiler."

Aksine, bu durum, çocuğun bilişsel gelişimini olumlu bir şekilde etkiler.

Yapılan araştırmalara göre, iki ya da çok dilli çocuklar dilleri sürekli ve her gün karşılaştırıyor olduklarından - örneğin diller ve kuralları hakkında sahip oldukları bilgileri -, bazı önemli beceriler bu çocuklarda, tek dilli çocuklara kıyasla daha erken gelişebiliyor. Farklı ses ve hecelerin ve bunların kelimelerle nasıl ilişkilendirilebileceğinin farkındalığı da iki ya da çok dilli çocuklarda daha erken gelişebiliyor. Keza dikkatin kontrolü ve odaklanması, başkalarının kendisinden farklı şeyler bildiği bilgisi de daha erken gelişebiliyor. Bunlara ek olarak, iki ya da çok dilli büyümek, bireyin iletişim stratejilerini ve daha fazla dille (ve kültürle) ilgilenme motivasyonunu da olumlu yönde etkileyebiliyor.

5

"İki ya da çok dilli büyümüş olan bireyler, ileride yeni bir dil öğrenmek istediklerinde daha avantajlı oluyor."

Evet, bu durum avantaj sağlayabilir. İki ya da çok dilli çocuklar, dillerin nasıl işlediğini ve her dilde önemli olan kuralları erken yaşlardan itibaren karşılaştırmaya başlar. Sonuç olarak, hayatlarının daha ileriki aşamalarında yeni bir dil öğrenmeleri durumunda, farklı dil kuralları ve yapıları hakkındaki genel fikri daha hızlı kavrayabilir ve yeni bir dile daha hızlı hâkim olabilirler.

6

"Çocuklar, ikinci ya da üçüncü bir dille ne kadar geç karşılaşırlarsa o kadar iyi."

Aksine, çocuklar yeni bir dili ne kadar erken öğrenirse - öğrenme sürecinde zihinsel ya da fiziksel bir engel ya da destek eksikliği olmadığı sürece - o dile hâkim olması o kadar kolay olur. Genel olarak, öğrenme süreçleri zamanla değişir ve yeni bir dil öğrenmek için gereken çaba, okul çağından itibaren artmaya başlar.

7

"Bir bireyin iki ya da çok dilli olarak tanımlanabilmesi için her iki dile/ilgili dillere hâkimiyetinin mükemmel olması gerekir."

İki ya da çok dilli olmak, her iki dilde ya da ilgili dillerde yeterli bir şekilde iletişime geçebiliyor olmak olarak anlaşılmalı. Bir dile mükemmel bir şekilde hâkim olmak, kendilerini tek dilli olarak tanımlayan bireyler için bile nadir bir başarıdır.

Çocuklar bir dildeki bir sesi yanlış telaffuz ediyor (örneğin, "r" veya "th" sesleri farklı dillerde farklı telaffuz ediliyorsa bu durum ortaya çıkabilir) ya da bir dildeki kelimeleri hatırlamıyorlarsa bu, onların iki ya da çok dilli olmadıkları anlamına gelmez.

8

"Çocuklarının okuldaki başarılarını desteklemek için anne babalar, evde okul dilini de teşvik etmeli."

Tersine, anne babalar evde aile dilini, kendilerini en iyi ifade edebildikleri dili konuşmalılar. Bunun bazı avantajları şöyle sıralanabilir:

  • Anne babalar çocuklarıyla anlamlı konuşmalar yapabilirler.
  • Dilsel köklerin çocuklara aile dilinde verilmesi onlara, ileriki dil öğrenme durumları için de bir temel kazandırır.
  • Ailenin, özellikle de okul dili olmak üzere, aileye getirilen diğer dillere karşı açık olması ve hatta bunları desteklemesi tavsiye edilir. Aile dilinin ve okul dilinin eşit derecede önemli olduğu gördüklerinde çocuklar, çok dilli yetkin bir dil kullanıcısı olmak için daha yüksek bir motivasyona sahip olabilir.

Benim ve çocuğum için anlamlı olan dillerde çocuğumun zengin bir kelime hazinesine sahip olması için ne yapabilirim?

  • Önem arz eden ilk adımlardan biri, çocukların çevresindeki (örneğin, anaokulundaki ya da okuldaki) tüm dillere saygı duyulması ve değer verilmesi.
  • Çocuğa, aşina olduğu tüm dillerdeki tüm dil becerileri ve kelime hazinesi ile iletişim kurma özgürlüğünün verilmesi (dil repertuarı).
  • Aile dilinde yapılan konuşmalarda farklı kelime ve ifadeler kullanarak ve çocuğu konuşmalara dâhil olması için teşvik ederek. Örneğin yakınlardaki bir oyun parkına giderken çocuğunuzla parkta ne yapmak istediği ya da birlikte ne yapabileceğiniz üzerine konuşabilirsiniz. İsterseniz, çocuğunuza parka son gidişinden neleri hatırladığını sorabilir, buradan hareketle çocuğun neye odaklanmak istediğini görebilirsiniz. "Ne...?", "Nerede...?", "Kim...?", "Nasıl...?" gibi ifadelerle başlayan açık sorulara başvurarak çocuğun sadece "evet/hayır" cevaplarını vermesinin önüne geçebilirsiniz.
  • Aile dilinin konuşularak sağlam bir temelin oluşturulması, çocukların ileriki yıllarda öğreneceği başka diller açısından önem arz ediyor. Öte yandan çocuğun okul diline erişimini kolaylaştırma amaçlı imkânların sunulması da yine aynı derecede önemli. Bunu aşağıdaki faaliyetlerle yapabilirsiniz:
    • Çocuğunuzla birlikte hikâyeler dinleyerek.
    • Okul dilinde sunulan faaliyetlere katılarak. Örneğin, çizim kursu, müze ziyareti ya da organize spor aktivitelerine katılım.
    • Çocuğunuzla kısa videolar izleyerek.
    • Çocuğunuzla dil öğrenimi mobil uygulamalarını kullanarak.

Böylelikle okul dilini, ailedeki herkes için değerli bir macera hâline getirebilirsiniz.

Unutmayın:

  • Birden fazla dili öğrenme, çocuklar için genelde sorun yaratan bir mesele değildir.
  • Beynimiz mevcut tüm dil repertuarı ile aynı anda çalışır. Duruma bağlı olarak, beyin repertuarın hangi bölümünün kullanılacağına çok hızlı bir şekilde karar verir.
  • Kod değiştirme, sorun ya da arzu edilmeyen bir gelişme değil, bir yetkinliktir.
  • Çocuğunuzla iletişim kurarken farklı kelime ve ifadeler kullanarak çocuğunuzun dil gelişimini destekleyebilirsiniz.

Dil gelişimini destekleyici genel faaliyetler

Genel olarak dil gelişimini destekleyen faaliyetler, çok dilliliğin desteklenmesi için de uygundur. Önemli olan bunların ilgili tüm diller için uyarlanmasıdır.

  • Sizin ya da çocuğunuzun hayatında yer alan dillerin kelime hazinesini kullanarak kelime oyunları oynayabilirsiniz. Tüm aile bireyleri için keyifli bir deneyim olabilir (örneğin, "kulaktan kulağa).
  • Dışarıdayken, nesneleri aile dilinde, ardından da okul dilinde söyleyebilirsiniz. Bu şekilde çocuğunuzun dil repertuarına birkaç kelime daha ekleyebilirsiniz.
  • Kelimelerin aile dilinde ve okul dilinde farklı yazılış şekillerini gösterebilir ve karşılaştırabilirsiniz. Bu şekilde çocuğunuz farklı dillerdeki farklı harfler hakkında ilk izlenimlerini edinir. Böylelikle, çocuğunuz daha sonraki bir aşama olan okuma ve yazmaya daha kolay hazırlanabilir (okuryazarlık). Çocuğunuzun dikkatini sokaktaki yazılı tabelalara, dergi ve gazetelerdeki Coca-Cola, Superman gibi yaygın marka isimlerine çekebilirsiniz.
  • İki dilli kitaplar bugün çok daha fazla dil çiftinde sunuluyor. Farklı dillerdeki kelime ve ifadelerin kullanılmasına ilişkin sayısız seçenek sunduklarından bu tür kitaplar, dil gelişimini destekleyebiliyor. İki dilli kitapların yardımıyla, farklı dillerdeki kelime ve ifadeleri karşılaştırabilir ve hatta kod değiştirmeyi bile kullanabilirsiniz. Çocuklarınızla dillerin benzerliklerini ve farklılıklarını tartışabilir ve dillerdeki farklı sesleri karşılaştırabilirsiniz. Bunlara ek olarak, çocuklarla iki dilli kitaplar okumak, farklı dillerin eşit derecede önemli olduğunu göstermenin de bir yolu.
  • İsterseniz, önce birinci dilinizde sonra da ikinci dilinizde alt yazılı olarak çizgi film de izleyebilirsiniz.